Almanya'da yaşayan Türklerin kurduğu DAVA, Avrupa Parlamentosu için kolları sıvadı
Almanya’da yaşayan Türklerin öncülüğünde yaklaşık 5 ay önce kurulan ‘Çeşitlilik ve Uyanış için Demokratik İttifak’ (DAVA) Avrupa Parlamentosu (AP) için kolları sıvadı.
AP adaylarını ve parti programını tanıtan DAVA’nın Hannover’deki toplantısına parti üyeleri, iş, siyaset ve STK temsilcilerinden yaklaşık 250 kişi katıldı.
Toplantıda konuşan DAVA Genel Başkanı Teyfik Özcan, özetle şunları söyledi:
“DAVA, 62 yıl sonra geldiğimiz noktada zorunluluktan ortaya çıkan bir oluşumdur. Bunca yıldır yaşadığımız Almanya’da Müslüman toplumu ve azınlıklar ayrımcılıkla karşı karşıyadır. Almanya’da yaşayan göçmen kökenli her birey bu olaylarda yaşadıklarını kitaplaştırabilecek boyuttadır. 30 yıl boyunca SPD içinde ayrımcılık ve Müslüman toplumunun sorunlarını dile getirdim, çözme gayreti içinde oldum. Ne yazık ki, mevcut partilerde dininize sahip çıkarsanız, Müslüman ve azınlıkların sorunlarını dile getirirseniz hemen size ‘diplomatik bir dille’ o partide istenmediğiniz söylenir ya da hissettirilir. SPD bizi temsil edecek konumda değil. CDU açıkça istemediğini söylüyor. Yeşiller ve Sol Parti içerisinde bazı terör örgütlerine sempati duyanlar var. Kısacası, Müslüman ve azınlıkların haklarını siyasette dile getirecek, çözümler üretebilecek bir siyasi parti olmadığı için DAVA’yı kurma durumunda kaldık.”
Özcan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Almanya’da kurumsal ırkçılık var. Her vatandaşın devlete karşı hak ve ödevleri vardır. Ancak devletin de vatandaşlarına karşı sorumlulukları vardır. Mevcut siyasi partiler haklarımızı dile getirmedikleri gibi, demokratik bir hak olan parti kurma hakkımızı da elimizden almak, partimizi kapatmak istiyorlar. Hatta şu ana kadar bir banka hesabı dahi açtıramadık. Bir belediyeye gittiğinizde, işe alımlarda, ev kiralamalarda, okullarda hep ayrımcılıkla karşı karşıya kalan bir azınlıklar grubu ve Müslüman toplumu var. DAVA Partisi olarak ezilenlerin sesi olacağız ve Alman medyasının da olumsuz yayınlarını aşıp, süreç içerisinde ayrımcılığı tamamen ortadan kaldıracağız. Alman uyruklu olmayan çocuklar da okula başladıklarında Alman çocukları gibi Almancaya hâkim olmalı. Anaokullarına yeterli süre gönderilmeyen çocuklar, evde öğrendikleri Almanca ile okulda dezavantajlı konuma düşüyorlar. Ana dillerini iyi öğrenmeleri, Almanca öğrenmelerine de katkı sunduğu bilimsel bir gerçek. Bu nedenle ilkokuldan itibaren ana dillerinin nitelikli bir şekilde verilmesi gerekmektedir. Bu, genel eğitim seviyesini de yükseltecek bir etken olacaktır. Müslümanlığın da farklı tanıtıldığını görüyoruz. Biz diyoruz ki, İslam dini Almanya’da kiliseler gibi tanınsın. Bağımsız olsun. O zaman İslam düşmanlığı da azalacaktır.
Biz, paralel bir toplum oluşturmanın tersine, ayrışmış, siyasetten umudunu kesmiş toplum kesimlerini birleştirecek bir köprü görevi üstlenmiş durumdayız. Almanya için varız, Almanya’nın refahı ve mutluluğu için çalışmak için yola çıkmış durumdayız. Bize Türkiye’den bir partinin buradaki kolu suçlaması getiriyorlar. Adeta aklımızla alay ettiklerini düşünüyorum. Bunca akademisyen var, uzun süre Alman siyaseti içinde bulunmuş insanlarımız var. Çok rahat bir partiyi çekip çevirebilecek, iktidara taşıyabilecek nitelikli kadrolarımız var. Kaldı ki, içimizde sadece Türkiye kökenliler yok. Birçok ulustan insanlar var. Terörle ilişkisi bulunmayan, Alman Anayasası’nı ve DAVA tüzüğünü kabul eden herkes bizimle beraber yol yürüyebilir.”
Adayların kendilerini ve parti programını tanıtan konuşmaları ve aralarda sunulan keman ile müzik ziyafetinden sonra programın sona ermesi ile ikili görüşmeler ve fotoğraf çekimleri esnasında DAVA Partisi'ne olan ilginin ne kadar büyük olduğu kendini gösterdi. Yetkililer, Alman vatandaşı ve 16 yaşını doldurmuş herkesin 9 Haziran’da mutlaka sandığa gidip oyunu kullanmasının önemini bir kez daha vurguladılar.
