Almanya’da yaşayan Ebru Sanatçısı ve yazar Orhan Erdoğan’ın çocuklara Ebru sanatını aşılamayı hedefleyen yeni kitabı kitapçılarda yerini aldı.
Orhan Erdoğan, ‘Orhan Dedenin Ebru Atölyesi’ isimli kitabıyla ilgili şunları söyledi:
“1973 yılında kısa bir süreliğine geldiğim Almanya’ya, nereden bile bileceğiz, ömürlerin biteceğini, bu kısa zaman diliminin bitmeyeceğini.
Bir canımız ve üzerimizdeki elbiseden başka sadece yedek bir iç çamaşırımızdan başka hiçbir şeyimiz yoktu.
Daha Türkiye'den ayrılırken mahzun, boynu bükük, sevdiklerinden ayrılmanın verdiği ayrılık acısını yüreklerin derinliklerinde hissederek hiç tanımadığı, dilini örf adetlerini bilmediği bir memlekete göç etmek, gözü kapalı yolda ilerlemek gibiydi.
Kim bilir kimilerini nasıl bir sürprizlerle karşılayacaktı.
Almanya'nın içi, Almanya'ya gelenleri, dışında Türkiye’de olanları yakıyordu. Almanya'da parayı sanki sokaktan süpürüyorlar, algısı vardı.
Zaman ilerledikçe şartlar değişti, bizim Almanya'daki geçicilik sürecinden, kalıcılık sürecine evrildik .
Bende bu sürece dahil oldum, otuz sene boyunca hep planlarımı Türkiye’ye dönme üzerine kurmuştum, artık biz Türkiye'ye dönme trenini kaçırdığımızı anladıktan sonra,
Almanya'da bizler Türkiyede aldığımız kültürün etkisiyle kendimizi koruyabildik.
Bundan sonra burada doğup büyüyen yeni nesiller için neler yapabiliriz bunun hesabını yapmaya başladım.
Bir kitap kapağında bir Ebru eserim olması hayali ile çıktığım Ebru öğrenme yolculuğunda, hayalimde olmadık yolların açılmasıyla neredeyse tüm Almanya'yı dolaştım.
Sanki Ebru sanatını tanıtmak öğretmek için önüme kırmızı halı serilmişti .
Ben bir kere Ebru sanatını sevmiştim ve o kadar çok bağlanmıştım ki, özüne, doğallığına bağlı kalarak gece gündüz bütün enerjimi Ebru sanatı için harcamaya başlamıştım.
Pandemie süreci başladığında, kendimi bir anda boşlukta bulunca kitap yazmaya başlamıştım. 3 kitap yayınlandıktan sonra 4. Kitabımı, Mainz Baskonsoloslugu eğitim Ateşesi sayın Dr. Safiye Genç hanımefendiye tashih için göndermiştim.
Yapıcı eleştirileri ve tavsiyeleri doğrultusunda, bir sene boyunca kendi çabalarımla edebiyat ve kitap yazma tekniklerini öğrenip kendimi geliştirmeye çalıştım.
Yayımladığım yeni Kitabımı torunuma okuması için vermiştim, aradan bir zaman geçtikten sonra torunum'a , Kitabımı okuyabilirim nasıl buldun dediğimde şu cevap beni şoke etmişti " dede çok güzel kitap yazmışsın, keşke almanca yazsaymışsın iyi olurdu, Türkçe okumada ve yazmada zorlanıyorum " demesiyle durumun ne kadar vahim olduğunu anlamıştım.
Şöyle biraz düşündüğümde, birinci ve ikinci kuşaklar, Türkiye’de aldığı kültürün etkisiyle kendini, benliğini, örf ve adetlerini koruya bildiler. Maalesef yeni kuşaklar bizim kadar şanslı değiller.
Bir gün şapkamı önüme koydum ne yapabilirim, Almanya'daki yeni kuşaklara nasıl etkili faydalı olabilirim.
Ben Ebru sanatını icra ediyorum, benim branşım Ebru sanatıyla ilgili bir şeyler yapmalıyım, kalıcı ve herkesin istifade edebileceği bir şeyler olsun.
Bilhassa Almanya'daki çocuklarımıza ve gençlerimize faydalı olmanın yolunun çocukların ve gençlerin ilgisini çekecek ve hafızalarında kalıcı bir iz bırakmak için bir kitap hazırlamayı planladım, uzun bir hazırlık çalışmasından sonra Ebru kitabımı hazırladım.
Çok önem verdiğim bu yeni yayımlanan ORHAN DEDENİN EBRU ATÖLYESİ kitabımın Almancasının olması için, tanıdığım birçok kişiye teklif ettim, en sonunda Ebru kursumuza devam eden kursiyerim EBRU GÜÇLÜ hanım bu teklifimi kabul etti ve Almanca çevirmeye başladı. Ebru hanıma bu cesaretinden dolayı kutluyorum.
Önünüzdeki süreçte , yeni kitap çalışmalarım, Türkçe- Almanca Ebru kitabım yine hazırlığına başladığım, Ebru çeşitleri ve yapılışı, Lale, gül, taraklı Ebru gibi. Ebru sanatıyla ilgili bir çok kitap olmasina ragmen, çocuklar için, Çocuk kitabı ilk defa yayımlanmış bulunuyorum .
İnşallah çocuklarımıza, gençlerimize ve insanlara faydalı oluruz. Çocuklar için EBRU sanatını tanıtmak ve sevdirmek, böyle güzel ve ilk çalışmayı bana nasip ettiği için yüce Mevla’ya binlerce şükürler olsun.
Evimizin kapısından sokağa adımızı attığımızda Zaten Alman kültürünün içindeyiz,
Sadece Ebru sanatını değil diğer geleneksel sanatlarımızın ve örf adetlerimizin de yaşatılması için gayret göstermeliyiz, bu konuda çalışanlara destek ve yardımcı olmalıyız. Tabi bunları yaşarken etrafımıza zarar vermeden , kimseyi rahatsız etmeden yaparsak eminim Almanlar bize nefretle değil hoşgörü ile yaklaşacaklardır.
Mesela düğünlerde ki aşırılık, otobanların kapatılması, silah kullanılması değil Almanları, herkesi rahatsız etmektedir.
Ben 12 yıldır Frankfurt halk yüksek okulunda Almanlara Ebru kursu veriyorum, Türk kültürü olmasına rağmen, bünyelerinde çeşitlilik olması adına her türlü kolaylığı sağlıyorlar.
Bende hem Almanlara ve yabancılara Ebru sanatını öğrettiğim için, hem de Alman kültürüne zenginlik kattığım için mutluyum.
Yayımlanan Kitaplarım
1 - KÖYÜMDEN GURBETE,
2 - AYŞENIN ALMANYA YOLCULUĞU ( roman)
3 - BABADAN EVLADA NASİHAT,
4 - MURAT'IN GÜL'Ü ( roman, yeni çıktı)
5 - ORHAN DEDENİN EBRU ATÖLYESİ ( çocuklar için EBRU sanatı tanıtım kitabı, yeni)
Yine önümüzdeki süreçte çocuklar için Almanca Ebru sanatı tanıtım kitabımın çalışmaları devam ediyor.”